Hava Durumu

Beyin yakan siyaset kulisleri iki...

Yazının Giriş Tarihi: 18.09.2018 19:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.09.2018 19:29

Yerel seçimler öncesi en bariz siyasi kulis ortamı, hatta membağı, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Selma Çapar'ın kızı Side Bozbey'in binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen düğün töreniydi.

Üstelik bu öyle bir tören ki, hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem "Kemal Kılıçdaroğlu bu işi yapamıyor, genel başkan ben olmalıyım" diyen ve olağanüstü kurultay toplanması için imza kampanyası başlatan Kılıçdaroğlu'nun rakibi Muharrem İnce ve hem de AK Partili eski Bakan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın potansiyel Adayı Faruk Çelik, A takımı olarak düğünün başrolünde!

Düğünden siyasi kulislere yansıyanlar ise daha epey konuşulacak, üzerine epey bi yorum yapılacak cinsten.

Şöyle ki:

En büyük handikap, törene hem Kemal Kılıçdaroğlu ve hem de Rakibi Muharrem İnce'nin davetli olması.

Bu iki isim haliyle birbirlerinden hiç hazzetmiyor.

Ele güne, dışarıya ve basına karşı durumu çok belli etmeseler de, bir arada olmaktan zerre kadar hoşlanmayan iki siyasi rakip...

Zaten Muharrem İnce de bu durumu bildiği için düğünden önce nezaketen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık'ı arayarak, törene katılmasının Kemal Kılıçdaroğlu açısından sorun oluşturup oluşturmayacağını soruyor.

Lale Hoca'yı tanıyanlar bilir. Son derece nezaketli bir yapısı vardır. Bu koşullar altında, düğün sahibi tarafındann bizzat davet edilmiş olan Muharrem İnce'ye, "valla gelmezseniz çok daha şık olur!" Demiyor. Diyemiyor.

Muharrem İnce'nin katılımı ile ilgili durum böyle.

***

Gelelim, Mustafa Bozbey'in yakın dostu olan AK Partili eski Bakan Faruk Çelik'e...

Faruk Çelik'in de dostunun evladının düğününe davet edilmesi ve katılması son derece normal. Hatta bildiğin hak...

Ve fakat iddia o ki, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve parti örgütü, Muharrem İnce'nin üzerine bir de Faruk Çelik'in düğüne başrol konuğu olarak katılmasından hiç de hoşnut olmamış.

Binlerce kişinin katıldığı bir düğün töreninde bu durumdan kimin ne oranda hoşnut olup olmadığını ölçmek, bilmek imkan dahilinde değil ancak, CHP İl Bakanı Hüseyin Akkuş'un, "Faruk Çelik'in davetli olduğunu bilseydim ben Genel Başkanımı bu düğüne getirtmezdim. Bizim için de gerçek bir sürpriz oldu" şeklindeki yorumu son derece açık.

Hasılı, Faruk Çelik'in bilhassa düğündeki pozisyonu CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş'u son derece rahatsız etmiş ve bunu da samimi bir şekilde ortaya koymaktan imtina etmiyor.

***

Düğünden bu yana dile getirilen muhtelif yorumlara gelince...

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adına, O'nun niyetini okuyamam.

Bu üç siyasi ismi eş değer bir pozisyonla ne amaçla bir araya getirdiğini bilemem.

İddia edildiği gibi, yaklaşan Yerel Seçim öncesi bir siyasetçi olarak gövde gösterisi mi yapmak istedi?

Yoksa evladının düğününde tüm sevdikleriyle bir arada olmak mı istedi?

Bunun yanıtını bir tek Mustafa Bozbey bilir ancak, tabii Bozbey de bu üç ismi eş pozisyonla bir araya getirmenin ciddi handikap oluşturacağını ve epey de yankı uyandırıp muhtelif yorumlara açık bir ortam yaratacağını bilir.

Bu düğünle ilgili çokca konuşulan bir başka mesele de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce arasındaki alkışlanma mukayesesi...

Katılımcıların anlattığına göre, Muharrem İnce'nin adı anons edilirken davetliler Cumhurbaşkanı Adaylarını çok büyük bir coşkuyla alkışıyor, Kemal Kılıçdaroğlu ise İnce'ye oranla çok daha sönük bir alkışa mazhar oluyor.

Ki gerçekten fena bir durum.

Ya da, fena demeyelim de zor bir durum.

Bir partinin genel başkanısınız, belediye başkanınızın evladının düğün törenine katılmışsınız. Salon tevecccühünü sizden yana değil de aynı zamanda rakibiniz olan diğer siyasiden yana yapıyor.

***

Düğün faslı böyleyken....

Gelelim diğer kulislere

Malum, Yerel Seçim yarışına erken başlayabilmek için tüm siyasi partiler nicedir rakiplerinin karşısına en doğru adayla çıkabilmenin arayışı içerisinde.

Bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'nun koyduğu hedef doğrultusunda, Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı AK Parti'nin elinden alarak kenti yönetmek isteyen CHP de ciddi anlamda aday arayışı içerisinde.

Bu noktada, CHP'nin potansiyel Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için iki isim gündemde.

Biri CHP Bursa eski Milletvekili Ceyhun İrgil, diğeri de Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey..

Eşi Emel İrgil ile birlikte Muğla'ya yerleşen ve aktif siyasetten uzak durma kararı alan Ceyhun İrgil'in tavrı (şu an için) kesinlikle net.

Zira Ceyhun İrgil bunun nedenlerini bizzat bana anlatırken fevkalade samimiydi.

Üstüne üstlük fevkalade yorgun, hatta yılgındı.

Çok eski dostum İrgil'le "yazılmamak kaydıyla" dertleşme faslında konuştuklarımızı düşündüğümde asla aday olmaz diyorum.

Gel gelelim...

Adı üzerinde, siyaset bu...

Sonrası ne olur?

İş başa düşerse Ceyhun İrgil'in tavrı ne kadar değişir? İşte bunu şu anda kendisi dahi bilemez.

Bir diğer potansiyel aday Mustafa Bozbey'e gelince...

Bozbey de, tıpkı Ceyhun İrgil gibi (şu günün koşullarında) CHP'nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanmasının ne denli zor, ne denli uzak bir hedef olduğunu biliyor.

Bunu bildiği için de 16 yıldır Başkanı olduğu Nilüfer'de kalmak ve yeniden buradan aday gösterilmek istiyor.

Pekii ya, Bozbey bir emrivaki ile karşılaşırsa?

Velev ki, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "bizim hedefimiz Büyükşehir'i almak. Sorduk soruşturduk seçmen seni istiyor. Adayımız sensin" derse...

Bu amansız yükün altına girmek ister mi?

Bence kesinlikle istemez.

16 yıllık koltuğunu bırakacaksın. Meçhule giden yolcu misali, gerçekleşme olasılığı reel koşullarda imkansıza yakın bir hedef için mücadele edeceksin.

Ve sonuçta partin sana, "kazanamadık ama Yerel Seçim'de partimizin oylarını fevkalade arttırdın, yaşa, varol" diye teşekkür edecek. O kadar!

Kim ister?

Hiç kimse....

Pekii ne olur?

İddia edildiği gibi, serdeki sosyal demokratlıktan cayıp, AK Parti ya da İyi Parti'den aday olmanın koşullarını zorlar mı?

Tut ki zorladı.

Bilhassa AK Parti, Mustafa Bozbey'i bağrına basar da Nilüfer'den kendi adayı olarak gösterir mi?

Neredeyse imkansız.

İddia bu ya...

Tut ki Bozbey, (Hiçççç sanmam ama) İYİ Parti'ye transfer oldu.

Karşısında hem eski partisi CHP...

Hem de Nilüfer'i almaya ahdetmiş AK Parti...

Bana göre böylesi farazi bir ihtimalin neticesinde Nilüfer'i AK Parti bir güzel kazanır.

Ve Faruk Çelik...

AK Parti'den Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmanın niyetine girdiğini artık açıkca ortaya koyan eski Bakan Faruk Çelik...

Siyasette fevkalade tecrübeli bir isim.

Meclis'e adım attığı andan sonra neredeyse daima kabine üyesi olmuş bir isim...

Kuşkusuz seveni çok.. İsteyeni çok.

Ve fakat, bir o kadar da istemeyeni çok.

Hem de bizzat kendi partisi içinden...

Bizzat AK Parti içinde Faruk Çelik'in adaylık ihtimaline dahi tahammül edemeyen hatırı sayılır bir kesim var.

Her birinin nedenini bilemem.

Kimse bilemez.

Kimi rakip gördüğünden, kimi hasetinden, kiminin usturuplu-usturupsuz bir talebini geri çevirmiştir de ondan.

Kimi, kim bilir neden...

Dediğim gibi, bunları bilmeye olanak yok ancak bilinen tek bir şey var.

O da, (Allah daha çok versin) müteahhitlik yapan yakın çevresinin yakın ve orta geçmişteki hatırı sayılır yükselişi Faruk Çelik'in önündeki en büyük handikap!

Yakın çevresi ya da gazeteci dostları söyleyemiyor olabilir.

Üzmek, gücendirmek istemiyordur kuşkusuz. (Başka ne olsun?)

Ya da motivasyonuna halel gelsin istemiyordur.

Ancak olumsuz manada böyle ciddi bir algı var.

Peki Faruk Çelik'in eşinin dostunun ticaret yapmaya, zengin olmaya hakkı yok mu?

Olmaz olur mu?

Tabii ki var.

Kime ne hatta!

Hatta bana ne!

Ancak bu kez sorun şu ki, AK Parti'nin orta sınıf ve dar gelirli seçmeni yöneticilerinin ve yakın çevresinin hatırı sayılır oranda zenginleşmesinden fevkalade rahatsız.

Elbette sermaye düşmanı değiller. Elbette art niyet yok.

Yalnız benden söylemesi, yorulmuşlar.

Hatta epey bi bozulmuşlar.

Bu yalnızca Faruk Çelik'le alakalı bir tavır değil. Kat-iyyen değil.

Siyasete ve siyasetçiye duyulan güvenin en tap noktada yerle yeksan olduğu bir dönem yaşıyor bu ülke.

En çantada keklik, en hazır kıta seçmen bile "illallah" dediği için sorguluyor.

Ve son derece de haklılar.

Yerden göğe kadar haklılar.

Hasılı...

Dünya malı bu seçimin en bariz kaybedeni olmaya aday...


 


 


 


 


 


 


 


 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.